Kaç kişi sardunyaları, yuvada öğle uykusuna yatırılmış çocuklara benzetebilir ki? Yazarın tasvir yeteneği, kitap okuyor gibi değil de sinema perdesindeki kahramanlara eşlik ediyormuşsunuz gibi hissettirecek. Mekânları gezmekle kalmayacak kimi zaman içinize çektiğiniz kokuları, kimi zamansa Jimi’nin okşadığınız karnındaki gurultuyu duyacaksınız. Kâh espressonun kâh hayatın size sunduğu acı/tatlı sürprizlerin tadını alacaksınız. Ölmemiş birine düzenlenen ayinde ya da 1800’lü yılların vahşi batısında bulacaksınız kendinizi. Pozitif bilimle uğraşan Rauf’un; astral seyahatler mi gerçekleştirdiği, yoksa doğa üstü yeteneklere mi sahip olduğunu irdeleyecek; sosyopsikolojik deneyler yapan Luca’nın kâhya mı, bilim adamı mı olduğunu çözmeye çalışacaksınız. Kimi zaman da Fatiha Suresi’nin huzurunu hissedeceksiniz. “Kiminiz Yaradan’a inanırsınız, kiminiz atoma. Kiminiz Allah’tan korkarsınız, kiminiz kimyadan. Siz, bileni arayın. Var mı aranızda bileniniz? Varsa o gelsin, o anlatsın.” demiş Okçu. Uzun zaman olmuştu yaratıcı bir senaryonun içine dalmayalı. Küçük yaşlarında sinemacı olma uhdesinden dem vuran Doktor Murat Okçu; yalnızca kalemine eşlik etmesi gereken doğal yeteneğin yeterli olduğunu kanıtlamış aksiyon dolu kitabıyla. Sahnelerin devamlılığına titizlenmiş, en ufak ayrıntılara dahi dikkat etmiş. Karısını, kedisinin bile daha iyi tanıdığını düşünen Günter’in yoluyla kesişen tesadüfler zincirinde ona eşlik ederken; taksici jargonlarını, arka sokakları tanıyorsunuz. Buğda’nın yüzündeki tarifsiz çocuksu masumiyete üşüşmüş olan çillerinin; yaşamın, her gün sapsarı çiçek tarlasında başladığı duygusuna kendinizi kaptırıveriyorsunuz. “O, dünyanındı. Dünya, O’ydu.” diyerek ruhların dile gelme biçimine son noktayı koyuşuna doyamayacak; “Hepimiz insandık, hepimizin çöküntüleri vardı. Yüzeyden derinlere inen, hiç de kolay fark edilmeyen, benliğimizin dahi unuttuğu, göçüklerimiz.” anlatımında; kendi yaralarınızla yüzleşecek cesaretinizin olup olmadığıyla sınanacaksınız. Tanıştırdığı karakterlerin hikâyelerindeki çatallaşan yollarda, bir solucan deliğinden sızarak her birinin yaşamına seyirci olmanızı sağlıyor, sihirli değnek gibi tuttuğu kalemiyle. Kurgu yeteneğiyle açık ara fark yaratıyor adeta. Hadi o zaman Murat Okçu. Karanlığın hüküm sürmeye çalıştığı neresi varsa, orayı aydınlatma misyonunu kendine görev edin; yazmaya, anlatmaya, bizi o sihirli dünyanda ağırlamaya devam et. Geç kavuştuk belki kaleminle ama hayalinin peşinde koşarak sağladığın buluşmamızı daim kılacağını biliyorum… Hayat Özlem KAYALI Yazar/Editör
Genel Özellikler
Yayınlandığı Yer Ankara
Dili Türkçe
Ebat 13,5 cm * 21 cm
Sayfa Sayısı 336
Baskı 1. baskı
Kapak Ciltsiz
Kağıt 2. hamur
Tarih Temmuz 2023

Yorum Yap

Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Bok Kırığı Pabuç Eskisi - Murat Okçu

  • 250,00₺
  • 165,00₺

  • Vergiler Hariç: 165,00₺

Benzer Ürünler

Yeşil Işığın Gölgesinde - Duygu Uğur

Bir vazgeçiş hikayesi bu. İnsanın ideallerden, aşktan, şefkatten, ruhta yeşeren, hayatı hayat yapan ..

145,00₺ 220,00₺ Vergiler Hariç: 145,00₺

Koza (Ciltli) - Hayat Özlem Kayalı

Şimdiden çok okunanlar listesine gireceğine gönülden inanıyorum Koza’nın. Hayata dokunmak, Hayat Özl..

320,00₺ 490,00₺ Vergiler Hariç: 320,00₺